İkisi de adaletsizliği konu alan 'Savunma' ve 'Disko 5 No'lu'su, hukuk sisteminin çarpıklığının dehşetini seyircinin yüzüne çarpıyor.


Bu hafta iki oyun var. Tür olarak birbirlerinden çok farklılar, ortak özellikleri tek kişilik olmaları ve adalet(sizlik) üzerine bir şeyler söylemeleri.
Destar’ın ‘Disko 5 No’lu’su üçüncü sezonunu oynuyor aslında, ben yeni izleyebildim. Mirza Metin, “ Türkiye ’nin işkencehanesi” olarak bilinen Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi, namı diğer ‘Disko’da yaşananlara dair yürek söken bir metin yazmış. Bir örümcek, bir sinek, bir fare, bir köpek, bir gardiyan ve bir mahkûm Metin’in gövdesinde hayat bulup bu kabushanede yaşananları kendi bakış açılarından anlatıyorlar bize. Metin’in beden kullanımı inanılmaz başarılı. Görüşmelere ve araştırmalara dayanarak yazdığı oyunda belgesel anlatım kuruluğuna hiç kaymayıp örümcekli, sinekli yarı sembolik bir biçimi seçmesi işi çok daha ilginç kılmış. Gerçek, gardiyanlı ve mahkûmlu bölümlerde bütün çıplaklığıyla yüzümüze çarpıyor zaten. Sahne tasarımındaki kocaman örümcek ağı, ip, suyla kaplı zemin sembolik biçimi desteklemekle birlikte işlevsel de. Koca bir haksızlıklar, adaletsizlikler ve acılar yumağını süzgeçten geçirip en temelinde yatan kötülüğün çiğliğine indirgeyen minimalist bir oyun ‘Disko 5 No’lu’. Mirza Metin’in performansı, büründüğü bütün hayvan ve insan karakterleriyle içinize işliyor.
Tiyatro Gerçek’in ‘Savunma’sı 20. yüzyıl başında ABD ’de yaşamış insan hakları savunucusu avukat Clarence Darrow’un hayatını anlatıyor. Daha doğrusu Darrow (Hakan Gerçek) meslek hayatı boyunca baktığı davaları, savunduğu sendikacıdan işçiye çeşitli insanların uğradığı adaletsizlikleri seyirciye aktarıyor. Yapısı gereği önemli ancak biraz kuru ve tekdüze bir metin. Yönetmen Mehmet Birkiye ekranlara yansıttığı belgesel niteliğindeki fotoğraflarla tekdüzeliği biraz kırıyor. ‘Üç Kız Kardeş’ rejisindeki kitap kulelerini çok sevmiş, bu oyunda da kullanmış. Yine tekdüzeliği kırmak adına olacak, biraz fazla mizansen kullanılmış. Hakan Gerçek’in oyunculuğu kendini bıraktığı ve ekranlardaki kişilerle diyaloğa girdiği anlarda etkili ve başarılı, uzun monologlarında nefesini de iyi kullanıyor fakat bazı kelimelere aşırı vurgu yapıp konuşmanın doğallığını bozuyor. ‘Savunma’yı izlerken, Amerika’da 1910’lu yıllarda yaşanmış hukuksuzlukların bizde 2014’te aynen yaşanmakta olduğu görüp dehşete düşüyor insan.
‘Disko 5 No’lu’ işkencenin, ‘Savunma’ ise hak dağıtması gereken hukuk sisteminin çarpıklığının dehşetini seyircinin yüzüne çarpan, adaleti mumla aradığımız şu günlerde etkileri bir doz daha yükselen, izlenesi oyunlar.

Popüler Yayınlar